Türkiye nin Sanayi 4.0 sürecine nasıl dahil olabileceğine yönelik bir çalışma başlatan TEPAV ve TOBB, süreci desteklemek için “kamu alımlarının kaldıraç olarak kullanılacağı” bir politika önerisinde bulundu.
TOBB bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) analistlerinden Ozan Acar, “Sanayi 4.0” ya da “2. Makine Çağı” olarak adlandırılan yeni yapılanmayı anlattı.
Acar'ın verdiği bilgiye göre TEPAV ve TOBB Türkiye’nin bu sürece nasıl dahil olabileceğine yönelik bir çalışma başlattı. Çalışma, sanayide farkındalık sağlanmasını, entelektüel kapasite ve hangi sektörlerin uygun olduğunun belirlenmesini amaçlıyor. Biyoteknoloji bu alanlardan biri olarak öne çıktı. Ozan Acar’a göre “herşeyin daha akıllı, verimli ve maliyet etkin olacağı” Sanayi 4.0’ın dışında kalan bir ülkenin, diğerlerini daha sonra yakalaması neredeyse imkansız. RAND isimli düşünce kuruluşuna göre ise Türkiye Sanayi 4.0’ın dışında kalan ülkelerden biri.
Dünyanın, Sanayi 4.0 ya da 2. Makine Çağı’na biyoteknoloji ve nanoteknolojiyi de içeren çeşitli teknolojiler, malzeme teknolojisi- bilimi ve bilgi işlem teknolojileri (BİT) ile yeni bir döneme girdiğini belirten Ozan Acar, bütün dünyanın işlemci kapasitelerinin artmasından sonra “yeni bir çehreye” büründüğünü vurguladı. Sanayi 4.0 aslında, “yeni bir sektör” doğuşu anlamına gelmiyor. Artan işlemci kapasitesi ile bütün süreçlerin, ürünlerin “akıllanması”nı tanımlıyor. Birbiriyle haberleşen makineler, iş yapma maliyetlerini olağanüstü boyutta azaltıyor ve verimliliği yükseltiyor.
Sanayi 4.0’ı oluşturacak ülkeler
Peki gelecekte hangi ürünler ve sektörler ön plana çıkacak ve bunu “kimler” yapacak? TEPAV analisti Ozan Acar, ABD merkezli düşünce kuruluşu RAND’ın, dünyada geleceği şekillendirecek 56 teknolojiye yönelik çalışma yaptığını ve bunlardan 16’sının 2020 yılına kadar en yaygın kullanılan teknoloji uygulamaları olarak ortaya çıktığını vurguladı.
RAND'ın yayınladığı, “The Global Technology Revolution 2020 In-Depth Analyses” raporunda, 16 teknoloji uygulaması 2020’ye kadar yaygın olarak kullanılacak. Bunlar, Avustralya, Kanada, Almanya, İsrail, Japonya, Güney Kore ve ABD’de gerçekleşecek. Bu uygulamalara “girme ihtimali bulunan” ülkeler ise Çin, Rusya, Polonya ve Hindistan. Türkiye’nin de dahil olduğu gruptan itibaren ise şans verilmeyen ülkeler sıralanıyor.
Türkiye için yol haritası
Ozan Acar, TEPAV ve TOBB olarak Türkiye’nin Sanayi 4.0’a dahil olmasına yönelik bir inceleme yürüttüklerini vurguladı. Türkiye’nin biyoteknoloji ve nanoteknoloji eklenmiş “Sanayi 4.0+(plus)”ın uygun olacağını belirten Acar, “Türkiye’nin birkaç zorluğu var. En başta şirketler bu yeni sürecin farkında değil ve arayış da yok” görüşünde. Yetişmiş insan gücü de sınırlı. Diğer önemli nokta ise başta “hukuk güvenliği” olmak üzere bir dizi siyasi-idari yönetişim zorlukları var.
Acar bu nedenle, öncelikle farkındalık oluşturmak istediklerini, bunun artından yetenek ve entelektüel kapasite envanteri çıkaracaklarını vurguladı.
Nereden başlamalı?
Acar, Türkiye’nin geç kalmadan hukuki güvenliğin sağlanması, idari bariyerlerin kaldırılması- iş ortamının iyileştirilmesine başlanması gerektiği görüşünde. TOBB ve TEPAV’ın, süreci reel olarak desteklemek için de “kamu alımlarının kaldıraç olarak kullanılacağı” bir politika önerisi var.
Buna göre, “Kamu alımları müsteşarlığı” şeklinde bir merkezi yapı, her bir kamu alımını, ülkeye teknoloji ve bilgi kazandıracak şekilde süzgeçten geçirecek ve bilgi kazanımına yönelik faydayı maksimize edecek şekilde planlayacak- yönlendirecek.
Ayrıca TOBB ve TEPAV araştırmacıların, kamunun ve şirketlerin birlikte faaliyet göstereceği vakıflar kurulmasını öneriyor. Somut öneri ise biyoteknoloji alanında kurulacak “Yaşam Vakfı”nda, ilaç ve serum benzeri ürün alımları sırasında kamu, satıcı firmaya bu vakıf bünyesinde yüksek nitelikli Ar-Ge yürütmesi zorunluluğu getirebilecek.
Kaynak:Dünya
Ventur Gumruk Musavirligi Tarafından Derlenmistir